Romatolojik hastalıklar, birçok organ sistemini tutan, bu nedenle de çok değişik semptomlara yol açan otoinflamatuar ve otoimmun hastalıklar grubudur. Genel olarak kaslarda, kas ile kemik arasındaki ilişkiyi sağlayan bağlarda ağrı, şekil bozukluğu ve işlev kaybı ile seyreden durum olarak tanımlanmaktadır. Romatoloji son yıllarda hızla gelişmekte olan bir bilim dalıdır. Akdeniz kuşağında yer alan diğer ülkeler gibi Türkiye de romatolojik hastalıkların sık görüldüğü bir coğrafik alanda bulunmaktadır.
Romatizmal hastalıkların başlamasına neden olan en önemli kriter, vücudumuzu yabancı organizmalara karşı koruyan bağışıklık sistemi hücrelerinin kendi doku ve organlarını yabancı sanarak onları yok etmeye çalışmasıdır. Aslında bir iç savaş hali söz konusudur. Yabancı sanılan doku ve organ bölgesinde meydana gelen olaylar sonucunda yangı denilen bir durum gelişmektedir. Romatizmal hastalıkların çoğunda eklemde ağrı, şişlik ve hareketlerde kısıtlılık görülmektedir.
BESLENMEMİZDE NELERE DİKKAT ETMELİYİZ
Romatizmal hastalıklarda tıbbi beslenme tedavisinin önemi son yıllarda daha da artmıştır. Hazır ve işlenmiş besin sektörünün yaygınlaşması ve hayvansal protein kaynaklarının tüketimindeki artış romatolojik hastalıkların görülme oranını arttırmıştır.
Romatolojik hastalıklarda tedaviye yönelik kesin bir beslenme tedavisi olmamasına rağmen yeterli-dengeli, sağlıklı beslenmenin önemi vurgulanmaktadır.Bu nedenle bu tür hastalıklarda da sağlıklı bir menü planlanmalıdır.
Romatoloji hastalarında dengeli menü planlamasının yanı sıra inflamasyon sürecini kontrol etmek de oldukça önemlidir. Bazı besinlerin kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinmektedir. Bu besinlerden oluşan dengeli bir diyet semptomların azalmasına yardımcı olabilmektedir.
İnflamasyonu arttırdığı düşünülen besinleri şu şekilde sıralayabiliriz;
• Basit şeker
• Doymuş yağlar
Trans yağlar; kızartılmış, işlem görmüş fast food besinlerde, şekerlemeler, krakerler ve çoğu margarinde bulunan trans yağ asitlerinin inflamasyonu hızlandırdığı belirtilmektedir.
Omega-3 yağ asitleri inflamasyonla mücadelede önemli oldukları için haftada 2 kez 90-120 gr kadar balık tüketimi önerilmektedir.
Rafine karbonhidratlar; beyaz undan yapılan ürünler, pirinç, patates ve tahıl ürünlerinin çoğu rafine karbonhidratlardan zengindir. Bu ürünlerin tüketimi başta obezite olmak üzere birçok hastalığın oluşumuna zemin hazırlamaktadır.
Yulaf, esmer pirinç ve tam buğday unundan yapılmış tahıl ürünlerine sağlıklı beslenmede yer almalıdırç
Moso-sodyum glutamat (MSG); Özellikle Asya yemeklerine ve soya sosuna eklenen tat verici bir besindir. Ancak aynı zamanda fast food, şarküteri etler ve hazır çorbalarda bulunur. Karaciğer sağlığını olumsuz yönde etkiler.
Süt, yoğurt, peynir gibi az yağlı süt ürünleri kemikleri güçlendiren kalsiyum ve D vitamini bakımından zengindir.D vitamini kalsiyum emilimi için gereklidir ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
Yapılan çalışmalarda sarımsak, soğan, pırasa gibi sebzeleri düzenli tüketenlerde erken osteoartrit sinyallerinin azaldığı tespit edilmiştir.
Fındık, fıstık ve badem gibi yağlı tohumlar kalsiyum, magnezyum, çinko ve E vitamini ile protein ve lif bakımından zengin besinlerdir. Kalp sağlığını koruyucu ve ağırlık kaybını destekleyici yönde etki etmektedirler.
Alkol karaciğerin yükünü artırmaktadır. Aşırı kullanımı karaciğerin fonksiyonlarını yavaşlatarak ve karaciğerin diğer organlarla etkileşimini bozarak inflamasyona neden olmaktadır. Mümkünse hiç tüketilmemeli, tüketilecekse de miktarı ılımlı ölçülerde olmalıdır.
Bu besinler göz önünde bulundurulduğunda; romatolojik hastalıkların semptomlarında azalma sağlanabilmesi adına diyette inflamasyonu artıran bu besin ögelerinin sınırlandırılması, sebze ve meyve tüketiminin artırılması, temel protein kaynağı olarak balığın ve omega-3 yağ asidi içeren diğer besinlerin daha sık tüketilmesi önerilmektedir.
Romatolojik hastalıkların yönetiminde ideal vücut ağırlığını korumak ya da hasta fazla kiloluysa ideal vücut ağırlığına ulaştırmak, hastanın yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak oldukça önemlidir. Hasta bireylerin ideal vücut ağırlığına ulaşması ya da şişman bireylerin ağırlık kaybetmesi bel, kalça ve diz eklemlerinde oluşan yükü hafifletmekte ve tedavi sürecini hızlndırmaktadır. Çünkü fazla vücut ağırlığı eklemler üzerindeki baskıyı artırmakta ve böylece enfeksiyon, ağrı ve eklem sertliği daha kötüye gitmektedir.vücut ağırlığındaki %5-10 aralığındaki azalmanın fiziksel aktivite kabiliyetini ve dengeyi artrdığı; ağrıları, yorgunluğu ve düşme riskini azalttığı bildirilmektedir.
Romatoloji hastaları için oluşturulan beslenme programı, besin değeri açısından yüksek, inflamasyonu azaltıcı ve glisemik indeksi düşük sağlıklı besinleri içermelidir. Diyette özellikle sıklıkla tüketilmesi önerilen bazı besinler;
-Yağlı balıklar, hindi eti, yağsız ya da az yağlı süt ürünleri, kuru fasulye, mercimek, bulgur, esmer pirinç, tam tahıllar, soya fasulyesi, mısır, lahanagiller, sarımsak, brokoli, kırmızı meyveler, portakal, kavun, kuşkonmaz.
Bebek Beslenmesi
Bebek Beslenmesi Hakkında Bilinmesi Gerekenler BEBEK BESLENMESİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Bebeklerin gereksinimleri yetişkinlerden …
Bireysel Beslenme
BİREYSEL BESLENME Bireysel Beslenme Danışmanlığı ile yetersiz, dengesiz ve sağlıksız beslenmenin sonuçlarından sizi korumak ve sizin …
Çocuk Beslenmesi
ÇOCUK BESLENMESİ Çocuklarımızın, doğdukları ilk günden itibaren sağlıklı beslenmelerine özen gösteriyoruz. Yiyip içtikleri her …
Diyabette Beslenme
DİYABETTE BESLENME Diyabetli bireylerin beslenme tedavileri; yaşına, boyuna, vücut ağırlığına, fiziksel aktivite durumuna, sosyoekonomik …
Emzirme Döneminde Beslenme
EMZİRME DÖNEMİNDE BESLENME Emzirme dönemi; bebeğin büyüme ve gelişmesi açısından son derece önemli bir süreçtir. Emzikli bebeği …
Hamilelik Döneminde Beslenme
Sağlıklı beslenme yaşamın her döneminde olduğu gibi hamilelik döneminde de önem taşır. Anne karnında yaşam yolculuğuna başlayan …