Kalp, bütün vücuda kan depolayan ana organımızdır. Bu nedenle yaşam kaynağı olarak kabul edilebilir. İstemsiz hareket eden bir kas ve damar ağı olan kalp yaklaşık yumruk büyüklüğünde bir organ olmasına rağmen, çok büyük miktarda kanı diğer organlara ulaştırmakla yükümlüdür. Kalp sağlığının korunması genel sağlık açısından da oldukça önemlidir. Kalp atış hızının bozulması veya damar sisteminde meydana gelebilecek daralma ve tıkanmalar; kriz ve felç gibi birçok olumsuz durumla sonuçlanabilir.

Kalp hastalıkları; yaşam kalitesini oldukça azaltan hastalıklardandır. Kalp hastası olan kişilerde solunumda zorluk, tıkanma, kilo kaybı, iştahsızlık, yaygın ödem gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Kalp hastalıklarının oluşmasında etkili olan faktörler; genetik, yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite durumu, şişmanlık gibi etmenlerdir. Beslenme tarzı kalp hastalıklarının oluşmasında oldukça önemli bir faktördür.

Kalp hastalıklarının oluşumunda, damar çeperlerinde kolesterol birikimi görülür. Kötü huylu kolesterolün (LDL) kanda yüksek oranda bulunması en büyük risk faktörlerinden biridir. Beslenme tarzında kolesterolün uygun oranlarda alınması bu riski ortadan kaldırır. Vücut ağırlığının kontrolü yani kilo yönetiminin sağlanması kalp sağlığının sürdürülebilmesi için oldukça önemlidir.

Kişilerin uyguladıkları beslenme programında doymuş yağ asitleri ve kolesterolün sınırlandırılması, proteinin doğru kaynaklardan sağlanması, posanın yeterli miktarda yer alması ve vitamin ve minerallerden dengeli bir diyet uygulaması kalp sağlığı için önem taşır. Bu nedenle kalp hastası olan veya olmayan bütün bireylerin kalp sağlığını koruyucu beslenme tarzını öğrenmesi ve uygulaması gerekir.

Kalp sağlığının korunmasında fayda sağlayan diğer bir faktör ise egzersizdir. Düzenli egzersiz yapan kişiler vücut ağırlıklarını daha rahat korurlar. Ayrıca egzersiz, iyi huylu kolesterol adı verilen (HDL) –damarları temizleyen damarlarda tıkanmayı önleyen- kolesterolü yükseltmeye yardımcıdır.